İdare Hukuku, kamu gücünü kullanan idarenin işlem ve eylemlerini hukuk çerçevesinde sınırlandıran, bireylerin haklarını korumayı amaçlayan bir kamu hukuku dalıdır. Bu alan, idarenin yetkilerini, sorumluluklarını ve bireylerle olan ilişkilerini düzenleyerek; keyfi uygulamaların önüne geçmeyi hedefler. Hukuka aykırı idari işlemlere karşı bireylerin yargı yolu ile korunmasını sağlayan mekanizmalar, idare hukukunun temel konularındandır.
İdari Yargıda Görülen Başlıca Davalar
İdare Hukuku çerçevesinde idari yargıda görülen davalar üç ana başlık altında incelenir:
İptal Davaları
Tam Yargı (Tazminat) Davaları
İdari Sözleşmeden Kaynaklanan Davalar
Bu tür davaların sağlıklı şekilde yürütülmesi, hak kayıplarının önlenmesi ve etkili sonuçlar alınabilmesi adına idare hukuku konusunda deneyimli avukatlardan profesyonel destek alınması büyük önem taşır.
İdarenin Sorumluluk Türleri
İdarenin sorumluluğu iki temel başlık altında değerlendirilir:
Kusurlu Sorumluluk: İdarenin gerekli hizmeti geç, eksik veya hatalı sunması sonucu oluşan zararlardan doğan sorumluluktur.
Kusursuz Sorumluluk: İdarenin herhangi bir kusuru olmasa dahi, kamu hizmetinin doğası gereği ortaya çıkan zararlardan sorumlu olmasıdır.
Her somut olayda idarenin sorumlu olup olmadığı, hukuki esaslara göre ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Bu süreçlerde uzman avukatların katkısı, doğru yönlendirme ve etkili hak arama açısından kritik öneme sahiptir.
İdari Davaların Başlatılması ve Süreç
Tam yargı davalarında, zarar doğuran olayın kaynağı idari bir eylem ise öncelikle ilgili idareye başvurulmalı ve yanıt beklenmelidir.
Zararın kaynağı idari işlem veya sözleşme ise genellikle doğrudan dava açılabilir. Bu tür davalarda süre çoğunlukla 60 gün olup, özel yasalarda farklı süreler belirlenmiş olabilir.
Ön Karar Başvurusu Nedir?
İdari eylemlerden kaynaklanan zararlar için, doğrudan dava açmadan önce ilgili idareye başvuruda bulunmak yasal zorunluluktur. Bu başvuruya “ön karar başvurusu” denir. Başvurunun ardından idareden alınacak cevaba göre dava süreci başlatılır. Bu sürecin titizlikle takibi ve doğru yönetimi, deneyimli idare hukuku avukatlarının uzmanlık alanıdır.
Yetkili İdare Mahkemeleri
İdari davalarda, kural olarak işlemi veya sözleşmeyi yapan idarenin bulunduğu yerdeki idare mahkemesi yetkilidir.
İdari eylemlerde, eylemin gerçekleştiği yer
İdari sözleşmelerde, sözleşmenin yapıldığı yer
Kamu hizmetinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda, hizmetin sunulduğu yer yetkili mahkeme olarak belirlenmiştir.
Yetki kamu düzenindendir ve mahkemeler tarafından resen dikkate alınır.
Bilgi Edinme Hakkı
Vatandaşlar, idarenin yaptığı işlem ya da aldığı kararların gerekçelerini öğrenme hakkına sahiptir. 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu’na göre idare, başvuruları en geç 15 gün içerisinde sonuçlandırmakla yükümlüdür. Bazı durumlarda bu süre 30 güne kadar uzayabilir, ancak idare bu durumu başvuru sahibine bildirmek zorundadır.
İptal Davası Açıldığında Ne Olur?
İptal davası sonucunda, hukuka aykırı olduğu tespit edilen idari işlem geçersiz sayılır ve tüm hüküm ve sonuçlarıyla ortadan kaldırılır. Bu, işlem sanki hiç yapılmamış gibi kabul edilir. Yargı mercileri, işlemi beş temel unsur açısından değerlendirir:
Yetki, şekil, sebep, konu ve amaç.
Her bir unsurda hukuka aykırılık tespiti, iptal kararına gerekçe oluşturur.
İdare Hukukunda Süreler
İdari davalarda genel dava açma süresi:
Danıştay ve idare mahkemelerinde 60 gün
Vergi mahkemelerinde 30 gündür.
Dava açmadan önce yapılan idari başvurulara 30 gün içinde cevap verilmemesi hâlinde talep zımnen reddedilmiş sayılır ve dava süresi işlemeye başlar.
Tam yargı davalarında, zarar öğrenildikten itibaren bir yıl, her hâlükârda beş yıl içinde idareye başvuru yapılmalı, red cevabı veya cevapsız kalması hâlinde 60 gün içinde dava açılmalıdır.
İdare Hukuku Avukatı Ne Yapar?
İdare hukukuna özgü dava süreçleri, diğer hukuk alanlarına kıyasla çok daha teknik ve usule sıkı bağlıdır. Bu nedenle alanında uzman idare hukuku avukatları, idari işlemlere karşı etkili bir savunma ve hak arayışı için önemli bir role sahiptir. Avukatla çalışmak zorunlu olmasa da, sürecin başarıyla yürütülmesi ve hak kaybının önlenmesi için profesyonel destek önerilir.